14 Mart 2010 Pazar

Ma! Please, don't cry!

Babamın şımarık kızı imajım annemin ruhunu mu zedeliyor nedir anlamadım. Bu iş kadını triplerimi çok saçma buluyor, hafiften öksürüklü ağlak yüzü kalbimin derinlerini acıtıyor. Ama ne yapsam annemi üzüyorum. Sorun ben miyim yoksa annem mi hala çözemedim. Onun bu mutsuz ruhu bütün enerjimi sömürüyor. Hiç bir şey yapmak istemiyorum. Diyor ki, kızım sen bunca sene kitapların arasında hayat buldun, okudun okudun e peki neden devam etmiyorsun okumaya. Neden bu kadar maymun iştahlısın? Evet ya. Neden maymun iştahlıyım? Ama bu benim anne. Ben senin kızınım. Sen beni benden daha iyi tanıyorsun! Ama şunu anlamadın bunca sene, ben devlet memuru olmak istemiyorum. Hayatta istediğim son şey devlet memuru olmak. Bırak hayatın akışı bizi doğru yere bıraksın. Ne olur daha da üzme kendini. Sorun nedir anlamıyorum. Sanırım, menopoz geriyor seni böylesine. Keşke elimden bi şey gelse. Keşke yaşlanmanı durdurabilsem. Hep genç kalsan sen. Eski neşeli resim olabilsen. Ama bil! Seni çok seviyorum.Bil bunu canım annem.

Hiç yorum yok: