15 Mart 2010 Pazartesi

Getting tired as fuck when walking-1

Sabahın 7sinde uyanmam gerekirken babamın 6bucuktaki yakarışıyla fırlamışım ayağa. Yüzümde bir canavar maskesi vardı. Duş alınca o maske eriyip kanalizasyona karıştı. Sonra otobüs bekledik yol üzerinde. Eşme Seyahat! Yıllardan sonra ilk defa gidiyordum ineklerin ortalık yere sıçtığı sonra da tavukların o boklardan kendilerine pay çıkarıp kuluçkaya yattığı yemyeşil otlakların çevrelediği buz gibi suların oluk oluk aktığı köyümüze. Beni köyümün yağmurlarında yıkayabilirler, hiç sorun değil. Annemin 83 yılında mezun edip yeni bir geleceğe yolladığı öğrencilerinden Veli Koç beyfendi bizim yolumuzu aydınlatacak bir titrek ışıktı. Önümüze geçti, önce tarlalarımızı keşfe çıktı bizimle.
-Abey, buraları nasıl da verimli! Ah, burda ne ekseniz sizin bütün sülaleyi doyurur!
deyişi içimize su serpti, o suyun değdiği yerlerde yoncalar çıktı. Önce arazi karşılığı aldığımız yeni ineğimize gün doğdu. Sonra başladık cevizlerimiz için metrekare hesabı yapmaya. Ceviz dediğin 7 sene sonra baklavalara girecekti o vakit bir karar verdim. Babamın 30 senelik emeyinden arta kalan 33 metrekarelik dükkanını işletmek en büyük arzum oluverdi. Aslında ben bir cevherim maymun iştahlığımla. Ne yöne çeksen oradan uzar girişmci ruhum.
Sonra iki amcamdan yadigar 2 yengemi onlarında köyde kalan birer çocuklarını ziyarete gittik. Kuş sütü eksikli köy sofrasında, kasnak üstü yer masasında herşeyin taptaze olduğu enfes bir öğle yemeği yedik. (Koyunlarından olan kuzularıyla küçükken kalbimi fetheden, her gittiğimde bana bir kuzu armağan eden ama nasılsa o kuzulardan bir daha haber alamadığım amcamın en küçük kızı kocaya kaçtı 2 ay önce. Herkes kızgın güya ona. Ama herkes içinden diyor, iyi yaptın be kızım. Annesi geldi yanıma toprak kokusuyla. Dedi ki istersen bi ara Seçili. Bakalım ne yaparmış! Olur dedim. -Alo? Ben kimim? Nerdeyim? -Bilmem. Kimsin? Nerdesin? -Ben Işıl. Senin eski evindeyim. -Aaa! -Yaaa!. Sonra toprak kokusu geldi burnuma. Dedi ne yapıyormuş? Al konuş istersen diye uzattım telefonu. Havada kapıldı telefon. Ah nasıl da özlem var içinde. Dedi sakın abisine söyleme. Tamam dedim. Sonra abisi girdi içeri, annesinin konuşması bitince. Abisine sordum ister misin konuşmak. Olur dedi. Ama sakın anneme söyleme!)

Köyde yaşam garip. Günler kısa ama hayat çok uzun! İnsanlar cahil ama toprak bilgili! Hayvan çok ama verim yok. İş çok ama tembellik sarmış sokakları ve evleri!

Hiç yorum yok: