27 Mart 2010 Cumartesi

Just Bored on Board

İnsan kendinden sıkılır mı?
İnsan aynaya baktığında hala aynı yüzü görmekten sıkılır mı?
İnsan yürümekten, gülmekten, ağlamaktan, yemek yemekten, düşünmekten.. Onu insan yapan her şeyden sıkılır mı?
----0----
Bir gün uyandığımda belki de bir hamamböceğine dönemeyecek olmak gerçeğini anladığımda, ruhumu şeytana satıp buralardan uzaklaşmayı düşündüm. Az gittim uz gittim. Önce yüzü bana yabancı insanların ülkesine gittim. Bu ülkede hiç ayna olmamasına dikkat ettim. Kendimi görmemek iyi geldi bana. Zamanla unuturum ne de olsa kim olduğumu, nereden geldiğimi! Biraz yürüdüm caddelerinde, biraz sarhoş oldum barlarında, erkekleriyle oynaştım biraz köşe başlarında. Ama bulamadım aradığımı. Sevindim biraz, velakin çokça garipsedim yüzü bana yabancı insanların ülkesini. Yediğim içtiğim benim oldu, gezdiğim gördüğüm yanıma kar kaldı. Vedalaşıp ayrıldım o ülkeden.

Sustum çokça, bıraktım konuşsun içimdeki sesler! Onları dinledim, düşünmeden. İstemsizce seçtim yönümü. Kuzey olsun.

-Yok ben sevmem soğuğu. Ben aslında baharı severim. Ağaçların yavaş yavaş, acele etmeden yeşile dönüşünü, hayvanların koklaşmalarını severim. Özellikle kedilerin aşk yapması hoşuma gider. Cemreleri severim ben. Onlar düşerken ben bir havada olurum, bir suda en son toprağa basar ayağım. Aslında ben baharı severim. Sokağa dökülen insanları, penceremin kenarına oturarak izlemeyi severim. Çocukların oyunlarına müdahale etmeyi severim. Yaşlı teyzelere kızarım çocukların gürültüsünü kaldıramıyorlar diye, sonra da çocuklara kızarım çok gürültü yapıyorlar diye. Güneşin sıcacık ışığında ellerimin üşümesini severim. Yeni yeşeren çimlerin üzerinde yalınayak yürüyüp akşama şikayet etmeyi severim.-

Kuzeye doğru, yağan karın altında yürüdüm. Bir şehre geldim sonra, sokaklarında kuklalar vardı bu şehrin. Kuklaların şehriymiş bu şehir. Ve ipleri yakından kontrol ediliyormuş. Şeytana çok yakınım artık. Gördüm, şeytan soğukta yaşar. Biraz daha gitmeliyim ben Kuzey'e. Kuklalar gidiyor, geliyor, oturuyor, kalkıyor. Kuklalar insan gibi tek farkıdır düşünememeleri. Kimisinin ipleri uzun kimisinin ipleri kısa, kuklalar aynı bizim gibi. Biraz dolaştım sokaklarında, kimisiyle içtim ayaklarımın altına tahta çaktırdım, kimisiyle yedim yanaklarımı boyattım, kimisiyle oynaştım en sonunda iplerim oldu, onlara dolaştım. Düştüm, kalktım en sonunda vedalaşıp ayrıldım.

Yürüdüm, yürüdüm. Kuzeye doğru yürüdüm. Cehenneminde buldum şeytanı. Cehennem hepimizin sandığı gibi sıcak, ateşten kavrulmuş gibi değilmiş. Cehennem, herkesin kendi korkularıyla yüzleştiği bir çukurmuş. Benim cehennemimse çok soğukmuş.

Çok üşüdüm ben. Ruhumu satmaktan vazgeçip ilk uçakla döndüm eve. Annecim?

Hiç yorum yok: