11 Mart 2010 Perşembe

it is raining cats and dogs

Çok çok eski çağlardaydı. Yer gök birbine karıştı.
Gökten bir melek düştü, yağan yağmurlara tutunmaya çalıştı. Bilemedi yağmur damlaları riyakardır, onlar bulutlardan koparken bilemezler yere tane tane düşeceklerini.
Melek güzeldi. Teni çikolata rengindeydi.
Yağmur damlalarına tutundu, melek. Bilemedi yağmur damlalarının onu yeryüzüne bırakacağını.
Nice sonra yağmur damlaları kurudu, her yanı çamur kapladı. Melek, teninin renginde çamurla sıvandı. Vücuduna bir peri kondu. Peri usulca öptü meleği. Usulca temizlendi çamur. Melek periyi avucuna aldı. Biraz öptü, biraz kokladı. Sonra dudaklarını mühürledi. Epey zaman konuşmadı. Peri ağladı, gözyaşları meleğin kalbine çarptı. Sanırdı melek, onun kalbi yoktu. Ama perinin gözyaşları sudur. Su ve ateş, toprak ve hava bir oldu. Çabaladılar düşen meleği diriltmeye. Su perinin gözyaşıdır. Ateş meleğin kalbi. Toprak sıvanan çamur ve hava perinin nefesidir.
Meleği insan yapmak, ona can vermek için uğraştı 4 element. Dokuz ay sonra bir insan doğdu düşen meleğin yanağına saklanmış gamzeden. Adına Doğukan dediler. Doğunun hanı dediler.
Güneş doğudan doğdu. Yer ve gök birbirinden ayrıldı. Gökten bir güneş doğdu, yeryüzünü aydınlattı. Peri aydınlıkta kayboldu. Melek periyi unuttu. Peri kendi başına kaldı. Önce ışıldadı. Sonra uzaklaştı. Melekti doğunun hanı. Öyle büyük ve görkemliydi. Yeryüzü ısındı. Yeryüzünde Allaha inanan ilk kadını gördü. Allaha yakın melek onu sevdi. Adına Betül dediler. Yeryüzünde gün oldu. Günün yüzü varoldu adına gün-yüz dediler. Melek onu sevdi. Sonra bir kraliçe gördüğünü sandı. Zehirlerin kraliçesiydi. Adına Ece dediler. Melek onu sevdi. Sonra bir mavilik gördü melek. Uçsuz bucaksız bir mavilik. Adına Deniz dediler. Melek onu sevdi.

Peri, ortalıkta uçuşan şeytan tüylerine tutunup dünyaya çevirdi yüzünü. Bir süre sallandı rüzgarda. Kurtardığı meleğin adı soğumaya başlayan dilinde, ruhu incecik bir iple meleğin ruhuna bağlı... Uçtu gökyüzünde.

Sonra bir daha yağdı yağmur. Yer ve gök birbirine karıştı. Bu kez peri düştü yağmur damlalarına sarılıp. Melek onu unutmuştu ya, yağan yağmurları hatırladı. Periyi hatırladı. Avucuna düştü peri, tesadüf. Hani yoktu ya tesadüf. Peri avuçlarında uyanıverdi. Önce bir nefes. sonra bir nefes daha. Sessiz bir çığlık atıverdi meleğin kucağında. Melek gülümsedi. Peri canlanıverdi.

Bir zaman geldi. Peri ve melek bekledi o zamanı. Peri söz verdi. Melek sözü tuttu. Yer ve gök ayrılıcak birbirinden. Peri ve melek evlenecek bir zamanda. 2 çocukları olucak. biri kız biri erkek. kızın adı mey. oğlun adı od olucak.
mey aşkın içkisi.
od aşkın ateşi.

Hiç yorum yok: