31 Mart 2009 Salı

sort of windbag

Havalar iyiden iyiye ısınmaya başladı, epey iyi oldu. Bu bahar şahane bi şey aslında ama insanı biraz yoruyor, kırıyor vücudu. Evde yuvarlanmak, çimlerde yuvarlanmak, deniz kenarında yuvarlanmak istiyor insan. Oysa ki nereye yuvarlanıyorsun demezler mi insana? Senin önünde eşek yüküyle sınav var, otur çalış onlara! Hadi kızcağızım, demezler mi?
Derler tabii. Bu havalarda canım hep Ankara'da olmak, bahar şenliklerinde doya doya sarhoş olmak istiyor. Bolca müzikle içimi temizliyeyim istiyorum ben hep, böyle havalarda.
Yaşım binikiyüz de olsa bunu hep isteyecek deli gönül. Ah, deli gönül ve hatta kavanoz dipli dünya.
Bugün Rejimdeyiz'in ikinci günü. Gayet başarılı gidiyorum. Dobişko göbeğim 2 ay sonra Kate Mossvari olacak, buna can-ı gönülden inanıyorum. İnanmak başarmanın yarısıdır efenim. Zaman zaman canım çikolata ve türevlerini çekmiyor değil ama ne yapacaksın, yaz geliyor. Göbeğimi içime çeke çeke denize girmek istemiyorum.

Sevgiler.

Hiç yorum yok: