1 Nisan 2010 Perşembe

Because we were young..Because we were gone!

Karnımın ağrısından duramıyordum o gece. Etim kemiğimden sıyrılıyor gibiydi. Sanki birileri sorgusuzca midemin içinde çılgın bir parti veriyor, hücre duvarlarımda bass tonu yüksek şarkılardan oluşan bir playlistle coşuyordu.
Sebebini bildiğim sancım anneme hüzün veriyor, onu mutsuz edip duruyordu. Karnımın içinde büyüyen bir gaz bulutu vardı ve bir big bang olasılığı üzerinde karar kılmış gibiydim. Annem her dakika başında -Kızım yoksa hamile misin? diye soruyordu. Ama hamile olsam 9 ayı 9 dakikada mı yaşarım anne?

Daha fazla dayanamadım acıya. Kusamadım. Ağlayamadım. Acımı dindiremedim. Kardeşim henüz 18ini doldurmamıştı ama beni hastaneye götürebilecek kadar büyük hissediyordu kendini. Sonunda hastanenin acilinde acilen tedaviye alındım. Doktor, halime acıdı. Acıyan karnıma asit dengeleyeci bir iğne yaptı. Sordu, aniden sinirlenmene sebep olabilecek bir sıkıntı mı yaşadın? Konuşamadım.

Sıkıntımın sebebi, İstanbul'da anne. Bir ulaşsam telefonla belki iner bu karnımın şişliği. Annem kendi telefonundan ben kendi telefonumdan arıyoruz sıkıntımı. Ama ulaşamıyoruz. Aklıma geldi. Benim ve annemin numarası dışında bir numara olmalı. Ama telefon defterinde de kayıtlı olmalı. Ortak arkadaşlarımızdan birini aradım. Dedim -A., ben hastanedeyim şimdi. (Gözyaşlarımı ve akan sümüklerimi yaladım. Bir nefes aldım.) Senden rica etsem sıkıntımı arayıp bulur musun? Ona söyler misin, Işıl hastanede?

Sızlanmaya başladım yerimde. Hala kusamadım. Sanırım 2 ya da 3 dakika geçti aradan. Telefonum çaldı. Sıkıntının sesi, Fransız öpücüğü ile gittikleri neşeli ve gürültülü bol alkol kokulu bir rock bardan geliyordu kulağıma. -Alo? Noldu?
Şey, ben hastanedeyim. (Akabinde bir şelaleydi gözyaşlarım, bir deli nehirdi üzerinde rafting yapılabilecek.) Seni çok özledim. Ne zaman gidiyor, O?
-Belki Salı. Merak etme yanında olacağım.

Salı gelmedi. Çarşamba gelmedi. Perşembe gelmedi.

Geldiğinde suratımı kullanıyordum çorba içmek için. Kaşık kadar kalmış suratım ve ağlamaktan şişmiş gözlerim.

Sıkıntı geldi sonra. Suratında bir tekerlek izi. Motordan düşmüş. Sıkıntı benimleydi tam 1 yıl. Ve o bir yıl boyunca beni sevdiğini söyleyip Fransıza gitti.

Hiç yorum yok: