4 Nisan 2010 Pazar

I got a certain little girl, She's on my mind


Bazen kendimi görülemeyeceğim bir yere misafirliğe götürmek istiyorum.
Kendimle olan misafirliğim uzun sürebilirdi. Dinlerdim kendimi, neyi sevdiğimi, neleri yapmaktan mutlu olduğumu sorardım kendime. Bir süre otururduk deniz kenarında, martıları beslerdik, durgun suda düz taşları sektirirdik.
Bisikletimize biner rüzgara karşı pedal çevirmeye çalışırdık. Yeşil çimlerin üzerine uzanır, güneşi seyrederdik. Ayaklarımızda kumdan ayakkabılarımız eve dönerdik. Bahçeden taze domates, biber falan toplayıp salata yapardık kendimize.
Hamakta uyurduk! Sadece bizim duyabileceğimiz kadar açardık müziğin sesini, ve dans ederdik çıplak ayaklarımızla.
Kendimle başbaşayken yorgunluğumdan eser kalmazdı. Kendimi sevmeyi öğrenirdim. Kendimi tanımaya çalışırdım. Kalbimizi kıranlardan konuşurduk uzun uzun. Sonra yağmur yağardı güneş gidince. Biz de yağmuru seyrederdik!

Yağmur bizi ıslatırdı.

Hiç yorum yok: